Azem Kökez
Menu Azem Kökez Logo

YENİLİĞE VE DEĞİŞİME NE KADAR AÇIĞIZ?

Yeniliğe kapalı olmanın en önemli nedeni, önyargılarımızı yenememekten kaynaklanır. Bu da insanı yeni gelişmelere, yeni oluşumlara, yeni teknolojilere karşı uzak durmaya sevk eder. Bunlara karşı olumsuz düşünce ve görüşte bulunmak, cahillikten öteye geçemez. Günümüz dünyasında hayatımızın her evresinde kültürel, siyasal, finansal, inovasyon gibi yeni oluşumlara ve girişimciliğe yönelsek, çoğumuzda hemen olumsuz önyargılarımız devreye girer.

Bu tür yenilik korkusunun ileri düzeydeki hâline “nefobi” denir. İçindeki bu tür alışkanlıkların yanlış olduğunu bildiği hâlde, kendi fikrinin doğru olduğuna inanmakta ısrar eder ve bu da kişinin önyargılarını üzerinden atamamasından kaynaklanır. Bu tür düşünce, insanı yeniliğe kapalı, değişime karşı sabit fikirliliğe sevk eder. İlk savunması “olmaz, olamaz, mümkün değil” diyerek mevcutla yetinmeyi tercih eder. Oysaki yenilikler bizler için olmayanı, bilinmeyeni, denenmeyeni, görünmeyeni, bulunmayanı araştırıp bulup realiteye geçirerek yeni, gelişen, modernleşen dünyada yerimizi almamızı sağlar. Değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu, buna ayak uyduramayanın rekabetin gerisinde kalacağını, makus talihini bir türlü yenemeyeceğini anlatır. Değişimin ve yeniliğin bizler için seçim değil, gereklilik olduğu idrakine varıp gelişmelere geniş pencereden bakarak iyi bir analiz, objektif bir bakış ve önyargılarımızı kafamızdan atarak muasır, gelişen toplumların arasındaki yerimizi almış oluruz.

Önce kendimizi sorgulamayı da ihmal etmemeliyiz. Çünkü sorgulama detaya iner ama tenkit yüzeyde kalır. Önyargı korkudan, yenilik cesaretten ve de risk almaktan geçer. Einstein’ın dediği gibi, önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan zordur. Bundan da şu düşünce hasıl olmakta: Hep olumsuz önyargılarımız öne çıkıyor. Bilinmelidir ki her yeni oluşumlar, değişimler sancılı başlar. Muhataplarını, iştirakçileri ikna etmekte zorlanırsın. Yeniliğe, kurumsallığa, inovasyona, markalaşmaya, dünyada teknolojinin, yapay zekânın, siber güvenlik sistemlerinin her alanda zirveyi zorladığı, rekabetin kızıştığı, iyinin değil daha iyisinin geliştirme yarışındaki global dünyamıza kayıtsız kalarak değişimi, yeniliği yakalayamayız.

Sektörel bazda yeniliğe, değişime yeterince aşina olduğumuz arzu edilen seviyede değil. Her ne kadar son yıllarda çoğu alanda güzel kazanımlar olsa da, önyargılarımızı kıramadığımız için istenilen düzeye ulaşmış değiliz. Ülkemizde ve dünyada değişim ve yenilikler sık sık değiştiği, bizleri doğrudan veya dolaylı yönden etkilediği bir dönemde, değişen dünyadaki yerimizi alabilmemiz için değişime ayak uydurmakta hızlı hareket etmeliyiz.

Değişime ayak uydur, mesafe al.
Değişime rakip olma, ortak ol.
Zaman sana değil, sen zamana uy.
Gündemi takip et, gündemsiz kalma.
Çağ seni yakalamaz, sen çağı yakala.
Köstek olma, destek ol.
Rakip olma, alternatifi ol.
Kayıtsız kalma, içinde ol.
Bekleme, yol al.
Değişimin en güçlü silahı eğitimdir.
Daha iyi olmayan, iyi olarak kalmaz.
Sen ileriyi görmedikçe, hiçbir şey geride kalmaz.
İlim, aşağıdakileri yükseltir; cehalet, yüksektekileri alçaltır.
Nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğin önemli değil.
O zaman dinle, keşfet, analiz et, karşılaştır, raporla, etkinleştir.
Değişimin kendisi ol, yenilik senindir.


2025-05-07 12:02:44