Duyarsız kalmak bir olay bir durum karşısında tepki vermemek, ilgilenmemek, umursamamak, boş vermek anlamına gelir. Bazı olaylar, konular ve gelişmeler karşısında ileride hayatımızı müspet veya menfi yönden etkileyebileceğini bildiğin halde susmayı ve duyarsız kalmayı tercih ederiz. Duyarsızlık, ilgisizlik, ihmalkarlık kişinin kendine güveninin zayıf duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanır. Konulara vakıf olduğu halde duyarsızlık nedeniyle başkasından yararlanmayı tercih eder. Kişi duyarsızlıktan ve ilgisizlikten kurtulabilmesi için çevresiyle beşeri münasebetlerini geliştirmek için başta Stk’lara katılıp gerektiğinde aktif görevler üstlenmesi ve sorumluluk alması kendisinin duyarsız ve ilgisiz bir birey olmaktan çıkmasına vesile olur. Şunu da unutmamak gerekir; doğaldır ki hiçbir kimse her hangi bir olay veya fikir karşısında hep duyarlı olmak mecburiyetinde değildir. Zaman zaman görürüz duyarız. Örneğin insanlık öldü mü diye kişiler arasındaki kavgayı arıyayım derken ortada kalıp zorbaların hedefi olabiliyor ki duyarlı kalmanın da yeri ve zamanı iyi ayarlamak lazım.
Neden duyarlı olmalıyız? İnsanlara canlılara çevreye, doğaya, büyüğümüze, küçüğümüze, amirimize, memurumuza, iş verenimize, çalışanımıza, iş ahlakına, haksızlığa, ahlaksızlığa, hukuksuzluğa, hırsızlığa, kuralsızlığa, adaletsizliğe, kayıt dışılığa, inancımıza, örf ve adetlerimize, her türlü kötülüklere karşı duyarlı olmamız ve de uyanık olmamız lazım. Duyarlı olamamamızın nedenleri başta ne lazımcılık yapılan bütün olumsuzlukları gayri ahlaki gelişmeler karşısında duyarsız kalıp, görmezden gelip umursamamak, duymadım, görmedim, bilmiyorum, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, ben sadece gözlerimi kapatır vazifemi yaparım anlayışı duyarsızlığın nedenleri arasında görebiliriz.
Duyarsızlık toplumun bir çok kalemlerinde görebiliriz. Sektörel bazda duyarlı mıyız duyarsız mıyız? Bana kalırsa vitrine oynamada duyarlı, vitrinden inince duyarsız hale geliveriyoruz. Vitrinde vaat çok, inince raftaki yerine koyuluyor. Birey olarak ne kadar duyarlı olmaya çalışırsa çalışsın duyarsızlar çoğunlukta olduğu için duyarlı olup fazla efor sarf etmen bir işe yaramıyor. Olsa da duyarlı olmak seni her daim hedefe götürür. Mevlana’nın “dün dünde kaldı cancağızım artık yeni bir şeyler söylemek lazım” derken buna göre hareket etmek varken ünlü siyasetçinin dediği gibi “dün dündür bugün bu gündür” sözünden çıkarak duyarlı davranmak daha akılcıdır. Yeni yelkenlere kulaç açmamız gerekiyor. Örneğin yasal sorunlarımız var duyarsızız kayıt dışılığa kurumsallığa duyarsızız. Küresel ısınmadan dolayı su kaynaklarımız hızla yok oluyor ve buna karşı duyarsızız. İç ve dış güncel konularda duyarsızız, bizi ilgilendiren konularda duyarsız ama bizi ilgilendirmeyen sosyal medyaya gelince duyarlıyız. Menfaatimize olana duyarlı başkasına gelince duyarsız, araştırmaya geliştirmeye ar-geye gelince duyarsız, kopyala yapıştırmada duyarlıyız, fiyat söylerken duyarlı, metrede ölçümde kiloda duyarsızız, çalıştırırken duyarlı emeğin karşılığına gelince duyarsızız, yoğun iş sezonunda duyarlı sezon bitince duyarsızız, sağlığı iyi olunca duyarlı hasta olunca duyarsız, mesaiye gelince duyarlı mesai ücreti gelince duyarsız, denetimsizliğe karşı duyarlı denetim gelince duyarsız, SSK’ sız çalıştırmaya duyarlı tazminata gelince duyarsız, olmayana varmış gibi göstermeye çalışmak duyarlı hadi göster dediğinde duyarsızız.
Yaşanan bütün duyarlı ve duyarsızlıklar karşısında yeni sayfa açmak duyarlı bir toplum olabilmek için ne bekliyoruz?
Sonraki: HATANIN BEDELİ