Markalaşma şirket olsun veya olmasın kuruluşların statü kazanma sürecine verilen genel bir kavramdır. Bizim sektörümüzde olduğu gibi ürünlerin alımı ve dağıtım aşamasında mevcut piyasada yerimizi alabilmemiz için gerekli olan şey; ismimiz, ünvanımız ve bir markamız olmalı.
Markamız için özgün bir logomuz olmalı ve markamız için gerekli imaj çalışmalarını yapmalıyız. Piyasada iyi bir yer edinmek ve doğru hedef kitleye ulaşmak istiyorsak eğer sistemli bir şekilde markalaşmaya önem vermemiz gerekiyor. Bunu logo, slogan, reklam müzikleri, özel paketleme kılıfları, araç giydirme, dijital alım dağıtım makbuzları, makina ekipmanları, kimyasal materyaller logolu üniformalar, iş yeri fiziki şartları sağlamalıyız. Bunların yanı sıra kendimizi ve çalışanlarımızı eğitmeliyiz. Gerekli ekipmanlarla donatmalıyız.
Peki markalaşma bu kadar kolay mı? Tabii ki hayır. Kimi zaman bir slogan ile marka haline gelmek mümkün ama uzun vadeli olmayabilir. Fakat bizlerin bu aşamaya gelirken şu hususları dikkat etmesi gerekiyor. Öncelikle 556. Sayılı markaların korunması hakkındaki kanun hükmündeki kararnameye göre markalaşmaya giderken başka işletmelerin kişi adlarını, sözcüklerini, şekillerini, harflerini, logolarını gibi benzerlik gösteren görsellerden kaçınmamız gerekiyor.
Markalaşma üretici bayi ve tüketici için küçümsenmeyecek yararları olduğunu göz ardı etmemelisiniz. Hizmet sektörü olarak bir markamız imajımız olması için şu faktörlerinde olması gerektiğini söyleyebilirim; müşteriye değer sunmak, güvenini kazanmak, sosyal sorumluluğumuzun bilincinde olmak, halkla ilişkilerimizi maksimuma çıkarmak, iletişim kanallarımızı takdim ederken nezaketi ön planda tutmak. Şu asla olmamalı, müşteri ile iletişim kurarken “abla, amca, teyze, bacı” vesaire kelimeler kullanılmamalı. Fiziki hareketlerinize, göz temasınıza, dikkat edilmesi gerekiyor. Asla duygularımızla hareket etmememiz gerek.
Markalaşma yolunda 43. yıllık işletme hayatımda istatistiklere çok önem vermişimdir. Araştırmalarımda şu istatistik bilgiler geleceğime yön veriyor. Müşteri kaybı nedenlerini altı şıkta topladım.
Bunları yüzdeye böldüğüm zaman ilk beş şıkta % 22. En önemli müşteri kaybı %78 ile müşteriye yeterli ilgi göstermemek çıkıyor. O zaman markalaşmaya gidilirken müşteriye ilginin ne kadar önemli olduğu tescillenmiş oluyor. Markalaşma bazıları için bugün bir şey ifade etmeyebilir ama yıllar sonra keşke dememek için yazıyorum bilinmesinde fayda var. Tecrübe parayla satın alınmaz, zaman ise her şeye şahitlik yapar. Bizler gelip geçiciyiz, yerimiz belli yeter ki kazanan sektörümüz olsun diyorum…
Sonraki: Sahi Neyi Paylaşamıyoruz?