Azem Kökez
Menu Azem Kökez Logo

KONUŞMAK MI SUSMAK MI?

Susmak  malumu ilan   etmek   kabilinden de   olsa  en çok  kullandığımız  deyimlerden  biri olduğunu söyleyebiliriz. Halk arasında  diğer  bir  klasik  deyimde  ağzı  olan  konuşuyor  deyimidir.  İnsan  kendisini  ne  zaman  konuşacağını, ne  zaman  susacağını  bilmesi  gerekir. Susmak  bir çok  yerde  geçerli  olabilir  ama  haklı  olduğundan  emin isen, ispatla  mükellef isen  susmamak  gerekir.   Susmak  aslında  dayanmaktır, sabretmektir. Kişinin  iç  dünyasını  ihya  etmesidir. Sabrın  sonunun  selamet  olduğuna  itikat  etmesidir. Kişinin  susma  hakkını  kullanması  bazen  ortamı  sakinleştirir  bazen karşısındakinin nefret   söylemlerinin  önüne  geçmesine sebep  olur, bazen de   susarak ta   en güzel  cevabı vermiş  olur. Söylesem   bir   dert  söylemesem    bin  dertten kurtulmuş  olursun. Fuzulinin  dediği  gibi “derdime  vakıf  değil  canan  beni  handan  bilir  haklıdır  şad  olanlar  herkesi  şadan  bilir  söylesem  tesiri yok  sussam  gönül  razı  değil” . 

Konuşmak belli  bir  konu  hakkında  sohbet  etmek  anlamına  gelir. Elbette  yeri  geldiğinde  ihtiyaç  hasıl  olduğunda  konuşursun  ki burada  önemli  olan  konuştuğun  kadar  susmanın da  bir  adabının  olduğunu bilinmesidir. Nedense  konuşmayı  sevdiğimiz  kadar  susmayı  sevmeyiz. Konuşmak  nefisten, susmak  edepten  gelir. Susan  edebinden  susar  konuşan  zanneder ki  ben  susturdum  der . Mevlana’nın  dediği  gibi “Anlayana  anlatamazsan  zulmedersin, anlamayana  anlatırsan  yine  zulmedersin. O  yüzden  seni  anlamayanla  değil  anlayanla  konuşman  gerekir”. Tebrizi’ nin  dediği  gibi  “Anladım ki  derin  ve  esrarengiz  olan  her  şey  susuyor. Anladım ki  susan  her şey  derin  ve heybetlidir.” Ş uda  bir  gerçektir  canlılar  içinde  tek  konuşan  canlı  insandır  insanlar  konuşarak hayvanlar  koklaşarak anlaşırlar. 

Gönül   arzu  eder ki  konuşulanlar  hakikat  ve  ahlak  ölçüleri  çerçevesinde  dinlenilsin ,okunsun, değerlendirilsin varsa  yanlışlar  düzeltilsin. Günümüzde  ahlaki  kurallar çerçevesinde  kullandığımız takdirde sosyal  medya  bu   imkanı  bizlere  veriyor. Bu imkanı değerlendirmeye  gelindiğinde de başta  sektörel  bazda  toplumda  dünya  ile  alakasını  kesmiş  ulusal  ve uluslararası  gelişmelerden  soyutlanmış, rüzgar  nereye   eserse  yön  değiştiren, rüzgarında  şiddetli  estiğinde  iz  bırakabileceğini  hesaba  katmayandan, sükut  edenden de  müspet  ve  menfi  yorum  beklenemez .

Hepimizin duyguları, sabrı, metaneti, olaylara  bakış  açısı  çeşitlidir. Bazılarımız  her  şeyi  olduğu  şekliyle  ifade  ederken bazılarımız da  belki  kendisi  için  hayati  önem  taşıyan  mevzular  karşısında  dahi  tahammül  edemiyorsa   bu türde  olanların  tezahürü  yoktur. Başlığa bakıp  içeriğini  bilmeyenler  duygularını   halının  altında  koyanlardır. Halının  üstünde  bir  kıvılcım  olsa dahi   bertaraf  etmesi  gerekirken  susma hakkını  kullanmayı  tercih  eder ki  buda büyük yangını körükler. 

İletişim  kanalları  açık  konuşarak, istişare yaparak  rotayı çizersen mücadeleyi  kazanırsın. Susma  hakkını  kullanmaya  devam  edersen  dümenin seni    nereye sürükleyeceğini  bilmelisin. Konuşmak mı yoksa susmak mı? Yeri geldiğinde sus,  yeri geldiğinde  konuş. Susan kabullenir konuşan ödüllenir.



2024-07-16 17:21:08