İşletmelerin kapanma nedenlerini araştırıldığında ortak özellikleri genellikle sağlam bir alt yapılarının olmamalarına dayanır. Son yıllarda ise bütün sektörlerde vasıflı ve vasıfsız eleman bulunmayışıdır. Bir diğer etken de kişi asıl yeteneğini sergilemesi gereken alanlarda değil de başta aile baskısı, çevresinin yönlendirmesi, dış görünüşe aldanıp yanlış tercihe sürüklenmesi, kişinin gelecek hayallerini söndürdüğü gibi bazen telafisi mümkün olmayan bir gelecekle karşı karşıya bırakıyor. Zor şartlarda kurmuş olduğu işletmesi kapanmayla karşı karşıya kalıyor. Oysaki bir işletmeyi kurarken ister zanaatkar ister ticaret ister imalat ister hizmet sektörü ister üniversite olsun yeteneği ve alt yapısı ve de yeterli finansmana sahip olmayanların kapanmasının daha kolay olduğunu istatistiki bilgiler söylüyor.
Yine istatistiki bilgilere bakıldığında zanaatkar olmak için çıraklık, kalfalık ve ustalık evresinden geçip iş hayatına başlayanların sürdürebilir başarı oranı %60, ticaret için pazarlarda simit, mendil satarak iş hayatına başlayanların başarı oranı %70’dir. Bu da gösteriyor ki alt yapının önemi çok mu çok önemli!
Yine araştırmalar göstermiştir ki yeni kurulan şirketlerin kapanma süreleri %20’si bir yıl içinde, %50’si ilk beş yıl içinde gerçekleşmektedir. Diğer bir araştırmada ise personele daha fazla ihtiyaç duyulan sektörlerde -bizde de olduğu gibi %80’i bir yıl, %70’i iki yıl, %50’si ilk beş yıl, %30’u ilk on yıl ayakta kalabiliyor.
İşletmelerin kapanma nedenleri arasında sayabileceğimiz başka başlıklar yapacağı iş kolunda mesleki yeterlilik bilgi ve belge olmayışı, sermaye eksikliği, planlama yetersizliği, kredi kullanımda teminat gösterememesi, fiyat ve maliyet konularında doğru bir stratejisinin olmayışı, pazarlama yeteneğinin eksikliği, inovasyona önem vermediği için doğru zamanda doğru yerde reklam yapamayışı, müşteri ilişkilerinde kurumsal kimliğine haiz olmaması, rakipleriyle rekabet gücüne sahip olamayışı, vasıflı eleman ihtiyacını karşılamaması, herkesin malumu Türk usulü aile ortaklılarında kraldan çok kralın ve kraliçenin işin içine girmesi, kısa zamanda zirveye çıkma hırsı, her çıkışın birde inişini hesaba katmaması, kısa zamanda zirveye çıktığında ilk olarak lüks tüketime yönelmesi işletmelerin başlıca kapanma nedenleri olarak görünüyor.
Gelelim bizim sektörümüze her gün görüyoruz sosyal medyada devren satılık ilanlarını. Bunlar işe devam ederlerken reklamlarında aylık, yıllık şu kadar metre, binlerle ifade edilen kapalı alanlar yüksek cirolar, son sistem makina parkurları, el değmeden halı yıkama teknolojileri… burada bu cümleyi aklıma takılan noktalarıyla biraz açmak isterim. Kendilerini pazarlarken servisi bile otomatiğe; uzaktan kumandayla mı, robot vasıtasıyla mı desem, yoksa huriler meleklerle mi desem, ben de çözmüş değilim… Sürekli bir el değmeden kelimesi var. Bu el değmeden teknolojisini araştırıyorum. Hala ben bir halının müşteriden alınıp teslimine kadar ortalama kırk ile kırk beş defa elimiz değmeden nasıl taşındığını aklım almıyor. Bir de madem her şey dört dörtlük, neden satılık veya devren satılık ilanlarını fazlasıyla görmeye başladık?
Burada bir parantez açayım sağlık sorunları başka tabi. Zorunlu haller, ikinci kuşak ikamet değişikliği, daha iyi başka bir iş kolu bunlar hariç.
İş değişikliği, devren satılık veya kapanmaların ana kaynağı “mesleki bilgi ve alt yapı eksikliğidir”. Görünen o ki gelecekteki kapanmaların en büyük müsebbibi ise “eleman sorunu” olacaktır.
Rabbim herkesin gönlüne göre kolaylıklar ihsan buyursun.
Sonraki: Ben hala istikrar arıyorum! Ya siz?