Dünyanın sayılı halı fuarı arasında olan bu fuarda gözlemlerim ve istatistiki bilgiler ışığında sektörün geleceğine dair ışık tutmaya çalışacağım.
Öncelikle ülkemizdeki ve dünyadaki makina halısı ve el halısı üretimi, diğer iki kalemdeki üretimler ve ihracattaki yerimize bakarak, sektör olarak geleceğimize yön verebiliriz.
Mevcut işletmelerimiz ve bu sektöre giriş yapmak isteyenlere bir perspektif çizelim.
Burada kaynak olarak Ticaret Bakanlığı ve Gaziantep halı ticaret odasından son aldığım raporlar gösteriyor ki; hem üretim hem ihracattaki dünya çapında pazar payımız ele alındığında; ülkemizdeki hane başına düşen ortalama halı kullanım metrekaresi sektör adına geleceğe bakış açımıza yön vermektedir.
Ticari amaçlı kullanımların yansıra son zamanlarda küresel düzeyde hane halkı satışları ile halı sektörüne olan talep artmaktadır. Aynı zamanda artan kentleşme oranı ve harcanabilir gelir bu durumun önemli etkenleri arasında yer almaktadır.
İnşaat sektörünün de inişli çıkışlı büyümesi, halı kilim ürünleri dahil ev dekorasyonu ürünlerine olan talebin sürdürebilir kılınacağını göstermektedir.
Küresel halı kilim üretimi son yıllarda 50 milyar dolarlık büyüklüğe sahiptir. 2030 yılına kadar küresel üretim yıllık %4’ün üzerinde büyüyeceğinin ve pazar büyüklüğünün 65 milyar dolar olacağı ön görülmektedir.
Son istatistiki bilgilere bakıldığında halı kilim üretiminde Çin %22.7’lik payı ile küresel lider konumunda iken; %21 ile Çin’i ABD takip etmektedir. Üçüncü en büyük küresel üretim oyuncusu %7’lik oranı ile Türkiye’dir.
2030 yılına kadar ön görülen yıllık ortalama büyüme oranı ise ABD’de % 2.7, Çin’de %7.8, Türkiye’de ise % 9.9 olarak ön görülüyor.
Birleşmiş milletler kaynaklı trademop istatiklerine göre dünyada makina halısı ihracatındaki önde gelen ülkelere baktığımızda ise sıralamadaki ülkeler Belçika, Çin, Türkiye, Hindistan, Hollanda ve ABD’dir.
Belçika tek başına pazar payının %18’ini elinde bulundurmaktadır.
Türkiye ise Çin’in ardından %9.8 ile üçüncü sırada yer almaktadır.
Makina halısı ithalatında ise ABD, Almanya, İngiltere, Kanada ve Japonya önde gelen ülkeler arasındadır.
Makina halısı ithalatında neredeyse ABD tek başına %50’sine sahiptir.
El halısına bakıldığında ülkemizdeki üretim, gelir gider dengesini karşılayamadığı için pazar payımız gün geçtikçe düşmektedir. Maalesef bu durumda el halısı konusunda ithalatçı duruma düşmüş görünüyoruz.
El halısı ithalatını incelediğim zaman en çok ithalatı Hindistan, Pakistan, İran ve Çin’den yaptığımız görülüyor.
Aynı zamanda son verilere göre el halısı ithalatımız %80’lere dayanmış görünmektedir. Tüik verilerine göre 2021 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki hane sayısı 19 Milyon 481 bin 678’dir.Hane halkı büyüklüğü ise 3,8’dir.Hane başına düşen halı kilim dekorasyon ürünleri ortalama %18 metre kareye tekabül etmektedir.
Bu istatistiki bilgiler bölgelere göre değişiklik gösterebiliyor. Ortalama bir hanede bulunan 18 metrekare halı hesaplandığında toplamda 350 Milyon metrekare halı yapıyor.
Gaziantep Halıcılar Oda’sından son aldığım verilere göre Ülkemizde aylık 45 Milyon metrekare halı üretiliyor. Yıllık 540 Milyon metrekare halı üretimi yapılıyor. Bunun %75’i ihraç ediliyor, geri kalan iç tüketime gidiyor.
Mevcut rakamlar böyleyken halı temizleme sektörü olarak yıllık yıkadığımız halı metrekaresini hesaplamaya çalışayım diyorum. Kayıt dışının zirve yaptığı ülkemizde inanın yıllık kaç metrekare halı yıkandığının oranını hesaplamakta bile zorlanıyorum.
Bu konuda sizlerin bir bilgisi varsa bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Bir parantez açayım her ne kadar hane başına düşen metrekareye bakıldığında yıllık yıkadığımız halı metrekareleri devede kulak kalabiliyor ama şunu gözden kaçırmayalım; yeni nesil halılar bunu Antep fuarında da gördüm daha çok kilim cinslerine yönelmiştir. İleride kullan at modeline geçilmeyeceğinin bir garantisi yoktur.
Örneğin eskiden evler boş kiraya verilirdi şimdi dayalı döşeli sisteme geçiliyor. Ev sahibi ister istemez buraya kaliteli halı koyacak değil ve hızla kullan at modeline geçiliyor ve bu durum modern kentlerde hız kazanmış gözükmektedir.
Bunu karamsarlık adına söylemiyorum hiç şüphe yok ki bu pasta hepimize yeter de artar bile. Çünkü hane sayısına düşen halı metrekaresine bakıldığında sektörün geleceğine dair bir karamsarlığa yer olmadığı şimdilik kesin.
Tek isteğimiz pastanın adil paylaşımıdır. Bunun içinde yasal boşlukların giderilebilmesi için zorunlu meslek dalına girilmesi adına hep birlikte efor sarf edeceğiz.
Önceki : Sanat mı, Zanaat mı?
Sonraki: İşsizlik var mı, yok mu?